Doğa ile tarih birbirlerinden ilham alırlar Kocaev’de…
200 yıl önce üzerine işa edilen bereketli toprakları ve güneşin yıl boyu cömert davrandığı iklimi sayesinde gastronomik değerleri kendi kaynaklarında var eder Kocaev.
Mevsimin tazecik malzemeleri yaratıcı dokunuşlarla lezzete ve görsel şölene dönüşür Kocaev’de…
Sabah uyandığınızda güneşle birbirinize göz kırparak güne başlar, pencerenizi açarsınız…Derin bir nefes aldığınızda biberiye, kekik, narenciye kokuları birbirine karışarak sizi avluya günün ilk öğününe davet eder.
İçten gülümseyen yüzler tarafından selamlanır, pencereden gelen kokuların vücut bulduğu renklerin ve tatların ahengi sergisinde bulursunuz kendinizi.
O sabah toplanan domatesler, körpecik biberler,
Türkiye’nin dört bir yerinden gelmiş peynirler,
Bahçenin narenciyeleriyle asırlık tariflere göre yapılan reçeller,
Günün ilk saatlerinde yumurtlayan tavuğun sıcacık yumurtalarıyla yaratılan lezzetler,
Fırından yeni çıkmış, tereyağı kokan poğaçalar, atalık buğday ile yapılan köy ekmeği ve hepsiyle uyum sağlayan taze ot bahçesinin mahsulleri bu sergidedir.
İster öncesinde, ister sonrasında çayınızı, kahvenizi alıp Kocaev’in seyir terasından Akdeniz’i seyre dalar, Tanrı’nın sağlıklı ve uzun yaşaması için Kocaev’e gönderdiği kullarından biri olduğunuzu anımsarsınız.
Kocaev’in bulunduğu Reşadiye beldesinin antik ismidir Elaki.
Mideniz yalnız kalmaz lakin ruhunuz da beslenir Elaki’de.
Gün içinde baktığınız, dokunduğunuz, kokladığınız doğal güzellikler çağdaş formlarıyla karşınıza çıkar tabağınızda.
Kimi zaman dalından koparılmış limonun köy tavuğu ile kurduğu lezzet ahengini yakalarsınız,
Kimi zaman sabah yakalanmış taze kalamarların bahçenin taze otları ve Konak’ta kurutulan domateslerle muhteşem buluşmasına denk gelirsiniz.
Bir bakışınızla arzunuzu anlar Elaki personeli. Eksiksizdir, hep fazlasıdır.
70 kişilik Elaki’de Kocaev komşularınızla lezzet diyarına dalabilir veya size özel saatleri anlamlı kılmak için yaratıcılığımızdan faydalanabilirsiniz. Zira sınırlar hep zorlanır Elaki’de.
Ruhunuzu besleyen uzun bir günün ardından güneşin denize süzülüşünü izledikten sonra, bir yandan Taş Bar’da Kocaev kokteylinizi yudumlar bir yandan da barmenden ‘Yedi Uyurlar Efsanesi’ni’ dinlersiniz.
Eğer, geceyi Taş Bar’da tamamlamak isterseniz, Taş Fırın’dan çıkan sıcacık lezzetler ve şefin tadımlıkları imdadınıza yetişir. Laf aramızda, Taş Fırın’a denizden de, dağlardan da, bahçeden de girmeyen yoktur!
Geceye ait şarap seçimini daha otantik hale getirmek için kendinizi ortaçağ zamanında hissettiren mahzene girip kavı incelemek dışında önemli bir detay dikkatinizi çeker. Kocaev’in tarihteki ev sahiplerinin sergisi vardır Mahzen’de. Şereflerine kadeh kaldırıp mahzende yapacağınız tadımları hayal edersiniz.
Kendisine has bir iklime ve flora-fauna çeşitliliğine sahip olan Datça adeta doğal hazinedir. Öyle ki dünyanın en iyi bademi Datça’dadır. Zeytin, kekik, adaçayı, biberiye, kantaron otu, sumak, kapari ve daha niceleri ile örtülüdür doğası. İşte biz de bu zenginliği Kocaev’e gelen misafirlerimize bilmek istedikleri kadar anlatmak istiyoruz.
Bu amaçla sizleri ‘Kocaev Gastronomi Keşfi’ detaylarını incelemeye davet ediyoruz.
- Kocaev bahçesinde başlayan ve Kocaev’i Karya yoluna bağlayan keşif rotasında gastronomik değer taşıyan noktaların ziyaret edilmesi, kaynağından malzeme toplama; hasat
- Bu malzemelerin kültürümüzdeki yerinin Kocaev elçileri tarafından anlatımı
- Toplanan malzemelerle Kocaev açık mutfakta, Kocaev şefi / misafir şefler rehberliğinde yemek atölyesi
- Hazırlanan yemeklerin bahçe sofrasında tadımı, sohbetler eşliğinde paylaşım